Bir spor kulübünde tenis dersleri vermekte olan Azra Özak, uzun zamandır birlikte olduğu Kerem Gürsoy’u yüzme hocası olarak çalıştığı kulübe aldırır. İki âşık çok mutludur. Artık evlenmelerinin önünde hiçbir bir engel kalmamıştır. Kısa süre içinde para biriktirip dünya evine girebileceklerdir.

Kerem, işe başladığı gün İstanbul’un en zengin ailelerinden birine mensup olan Şebnem Vural’la karşılaşır. Azra’nın da öğrencisi olan Şebnem, Kerem’i görür görmez bu genç adamdan etkilenmiş, ona yakın olmak için sudan korkmasına rağmen yüzme dersi almaya başlamıştır.

Fakat işler, üçü için de yolunda gitmez. Kerem’in babası Rıza intihar eder. Kerem, hem babasını kaybetmiş, hem de ödeyemeyeceği kadar yüklü bir borçla, parasını isteyen tefeci Orhan Arslan’la karşı karşıya kalmıştır.

Şebnem ise, Azra’yla tenis dersi yaparken aniden fenalaşmış, gittikleri hastanede genç kadının iki sene önce geçirdiği lenf kanserinin nüks ettiği ortaya çıkmıştır. Kader ağlarını örmeye, bu üç insanı ve gitgide ailelerini, sevdiklerini birbirine bağlamaya başlar. Azra, Kerem’i borç batağından kurtarmak için bir plan kurar. Şebnem ölümün kıyısında tutunacak bir el, bir umut arar kendine.

Aşk bildiğini okur her zamanki gibi. Kurbanlarını kuralsız, yasaksız ve karanlık bir yola sokar...