Reşat Nuri Güntekin’in ölümsüz eserinden günümüze uyarlanan ve değerlerine bağlı bir ailenin sosyal ve ekonomik şartlara direniş öyküsü...

Ali Rıza Bey, büyük kızı Fikret’in nişanlısının adı bir yolsuzluğa karışınca kaymakamlık görevinden istifa eder. Necla da İstanbul’da bir üniversiteyi kazanınca ailece İstanbul’a gelip, Ali Rıza Bey’in doğup büyüdüğü aileden kalma eve yerleşirler. 

Oğlu Şevket’in askerden dönüşü ailede sevinç rüzgarları estirir. Babasının prensiplerini çiğnememek için nişanlısından ayrılan Fikret aşkını kalbine gömmüştür. Maddi bakımdan zorlanacaklarını anlayan Ali Rıza Bey iş aramaya başlar. Tesadüfen eski  öğrencisi Muzaffer’le karşılaşır ve onun şirketinde çalışmaya başlar. Şevket  bir bankanın eleman almak için açtığı sınava girer. Sınavın yapıldığı binada o bankada çalışan, daha sonra hayatına girecek olan Ferhunde’yle karşılaşır.

Muzaffer bir hayali ihracat işinde Ali Rıza’yı kullanır. Ali Rıza olayı, daha önce o şirkette çalışan, fikirlerinden ve davranışlarından hiç hoşlanmadığı Oğuz’dan öğrenir. Şirkete gittiğinde, Muzaffer’in Leman’la ilişkiye girdiğini  öğrenir ve  öfkeden deliye döner. Muzaffer’in Leman hakkındaki konuşmaları da sabrını taşırır. İkramiye’yi geri verir ve istifa eder.

Ailesini nasıl geçindireceğini  düşünen Ali Rıza’yı evde bir sürpriz beklemektedir. Bankanın sınavını kazanan Şevket, yakında işe başlayacaktır. O gece işten ayrıldığını söyleyemeyen Ali Rıza sofradaki yerini Şevket’e bırakır.